Dorukhan Büyükışık davası başlıyor: 7 yıllık adalet arayışında kritik eşik

İzmir’in Narlıdere ilçesinde 13 Mayıs 2018’de Bulut Orman Evleri şantiyesinde şüpheli şekilde yaşamını yitiren 27 yaşındaki Dorukhan Büyükışık’ın ölümüne ilişkin dava, 3 Ekim 2025 Cuma günü saat 10.00’da İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak.

Gündem Yayın: 02 Ekim 2025 - Perşembe - Güncelleme: 02.10.2025 11:21:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
Google News

İzmir’in Narlıdere ilçesinde 13 Mayıs 2018’de Bulut Orman Evleri şantiyesinde şüpheli şekilde yaşamını yitiren 27 yaşındaki Dorukhan Büyükışık’ın ölümüne ilişkin dava, 3 Ekim 2025 Cuma günü saat 10.00’da İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak. Yalnızca bir cinayet dosyası olarak görülmeyen bu dava, aynı zamanda Türkiye’de adalet arayışının sembol dosyalarından biri olarak değerlendiriliyor.

 

Dorukhan Büyükışık Kimdi?

Hayat dolu, eğitimli ve geleceği parlak bir gençti Dorukhan Büyükışık. Yeditepe Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamlamış, ardından yüksek lisansını ABD’de Oklahoma Üniversitesi’nde şeref derecesiyle bitirmişti. Üç yabancı dili akıcı şekilde konuşuyordu. Ancak 2018 yılında, henüz 27 yaşındayken hayatı ani ve kuşkulu bir şekilde son buldu.

Başlangıçta "intihar" olarak kayda geçen ölüm, ailesi ve kamuoyunda derin şüphelere yol açtı. Olay yerinde yapılan ilk incelemeler, delillerin yok edilmesi ve kamera kayıtlarının manipüle edilmesi, davanın yıllar boyunca ilerleyememesine neden oldu.

 

Baba Ethem Büyükışık’ın Adalet Mücadelesi

Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, oğlunun ölümünü bir "kaza" ya da "intihar" olarak kabul etmedi. Yıllar süren hukuk mücadelesi boyunca dosyada yer almayan delilleri tek tek gün yüzüne çıkardı. Bu çabanın sonucunda Adalet Bakanlığı “kanun yararına bozma” talebinde bulundu ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi 9 Şubat 2024’te dosyanın yeniden görülmesine karar verdi. Bu kritik adımın ardından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı kapsamlı bir soruşturma başlattı.

 

İki Dava Birleşiyor: Sanıklar Aynı Mahkemede

3 Ekim’deki duruşmada önemli bir gündem maddesi daha var: İki ayrı davanın birleştirilmesi.

  • İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi: Tanyer İnşaat yöneticileri ve çalışanları hakkında “kasten öldürme” ve “suç delillerini yok etme” suçlamalarıyla açılan dava.

  • İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi: Olay günü görevli polisler hakkında “görevi kötüye kullanma” gerekçesiyle açılan dava.

Her iki mahkeme de dosyaların birleştirilmesine olumlu görüş bildirirken, böylece hem sivillerin hem de kamu görevlilerinin aynı çatı altında yargılanmasının önü açılmış oldu.

 

Sanıklar Kimler?

İddianamede Tanyer İnşaat’ın sahibi Mehmet Münir Tanyer, yönetici Mehmet Taylan Tanyer, şantiyede çalışan bazı işçiler ve olay günü görevli polis memurları sanık olarak yer alıyor. En dikkat çekici isimlerden biri ise dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Yalçın.

İddialara göre, olay yerinde görevli bazı polis memurları delilleri kararttı, kamera kayıtlarını sildi ve sahte görüntüler üretti. Baba Büyükışık, 19 güvenlik kamerasından yalnızca ikisinin kayıtlarının dosyada yer aldığını, bunların da zaman bilgileriyle oynanarak değiştirildiğini belirtti.

 

Tanyer İnşaat Sessizliğini Koruyor

İzmir’de birçok lüks konut projesine imza atan Tanyer İnşaat, yedi yılı aşkın süredir kamuoyunda ses getiren bu cinayet hakkında hiçbir açıklama yapmadı. Şirket yöneticilerinin medya ile sık sık projeler üzerine röportajlar vermelerine karşın, Dorukhan Büyükışık’ın ölümü konusundaki sessizlikleri kamuoyunda tepkilere yol açtı.

 

Şaşırtıcı Bir Ayrıntı: Jandarma Kriminal Raporu

Olay yeri inceleme görüntüleriyle ilgili bilirkişi raporunu hazırlayan Jandarma Kriminal Daire’de görevli iki astsubayın, raporda gerçek dışı ifadeler kullandığı iddia edildi. Türkiye’nin önde gelen kurumları olan İTÜ ve TRT bilirkişi heyetleri bu raporun hatalı olduğunu ortaya koysa da, ilgili uzmanlar beraat etti ve hatta davanın devam ettiği süreçte ödüllendirildikleri ortaya çıktı. Bu durum, davanın avukatlarınca temyize taşındı.

Savcılıktan Çarpıcı İddianame: “Dövülerek Öldürüldü”

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, olayın “intihar” değil “kasten öldürme” olduğunu ortaya koyuyor. Adli Tıp raporlarına dayandırılan iddianamede şu çarpıcı bulgular yer aldı:

“Maktulün sırt üstü yatar vaziyette, kafa kısmı dışa, ayak kısmı inşaata bakar şekilde bulunduğu, kafa bölgesinin üzerinden paralel geçen demirin altına girmiş durumda olduğu, sırt bölgesinde darbeye bağlı çok sayıda kaburga kırığı bulunduğu, bu pozisyonun yüksekten düşmeye uygun olmadığı anlaşılmıştır.”

Ayrıca şüphelilerin ifadelerinde büyük çelişkiler olduğuna dikkat çekilen iddianamede, "Kapalı bir şantiye alanında bağırma sesi duyduk ama hiçbir şey görmedik" gibi açıklamalar “hayatın olağan akışına aykırı” olarak nitelendirildi.

 

Tarihi Dava: Sadece Dorukhan İçin Değil

3 Ekim 2025’te başlayacak duruşma, Dorukhan Büyükışık’ın yaşamını yitirmesiyle ilgili adalet arayışında kritik bir eşik olacak. Fakat bu dava sadece bir genç adamın ölümünü değil, Türkiye'de yargı sistemine duyulan güvenin yeniden inşası açısından da önem taşıyor.

Baba Ethem Büyükışık’ın ifadesiyle bu dava, “bir cinayetin değil, susturulmak istenen bir gerçeğin peşinde verilen mücadelenin öyküsüdür.”

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
ss