İzmir’in su sorunu büyüyor: Barajlar neredeyse kurudu!

İzmir'in içme suyu ihtiyacının büyük kısmını karşılayan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi, kritik bir düşüş yaşayarak yüzde 4,60’a geriledi.

Gündem Yayın: 19 Eylül 2025 - Cuma - Güncelleme: 19.09.2025 15:10:00
Editör -
Okuma Süresi: 4 dk.
Google News

İzmir'in içme suyu ihtiyacının büyük kısmını karşılayan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi, kritik bir düşüş yaşayarak yüzde 4,60’a geriledi. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “2008’den bu yana ilk kez barajda bu kadar düşük bir doluluk oranı görüyoruz” ifadelerini kullandı. Kuraklık ve yetersiz yağış nedeniyle barajlardaki su seviyesi hızla azalırken, kent genelinde 6 Ağustos’tan bu yana planlı su kesintileri uygulanıyor. Bu önlemler, su kaynaklarının yağışlı döneme kadar korunması ve ciddi kesintilerin önüne geçilmesi amacıyla hayata geçirildi.

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) verilerine göre, günlük ortalama 700 bin metreküp su tüketilen kentte, Tahtalı Barajı’nın su seviyesi yüzde 4,60’a kadar indi. Diğer barajlarda da durum alarm verici: Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nda su oranı yüzde 0,35, Ürkmez Barajı yüzde 3,76, Balçova Barajı yüzde 8,49, Güzelhisar Barajı ise yüzde 51 seviyesinde. Gördes Barajı ise tamamen kurudu.

 

“Tahtalı Barajı’nda Doluluk 2008’den Bu Yana En Düşük Seviyede”

TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranının 13 milyon 190 bin metreküpe kadar düştüğünü belirtti. “2008 yılında da su seviyesi yüzde 2 ile çok düşük seviyedeydi. Ancak şimdi, o tarihten bu yana ilk kez böyle kritik bir noktaya geldik” dedi.

 

“Belediyenin Su Krizine Hazırlıklı Bir Planı Yok”

Prof. Dr. Yaşar, yetkilileri önceden uyarmalarına rağmen yeterli önlem alınmadığını vurguladı: “Kuraklığın etkilerini biliyorduk. 2020 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e mektupla bu duruma dikkat çekerek, B ve C planlarının hazırlanmasını önerdik. Aynı şekilde Cemil Tugay’a da yazdım. Ne yazık ki belediyenin en temel yani A planı dahi yokmuş.”

Su kesintilerinin başlamasının geciktiğine dikkat çeken Prof. Yaşar, “Geçen yıl başlanmalıydı. Eğer ben yönetimde olsaydım, haftada en az iki gün suyu keserdim. Ayrıca İZSU yönetiminde jeoloji mühendisi veya hidrojeolog gibi su bilimcilerin olmaması büyük bir hata” dedi.

 

“Atık Su Tarımda Değerlendirilmeli”

Susuzlukla mücadelede önerilerini de paylaşan Prof. Dr. Yaşar, “Dünya Meteoroloji Örgütü, Eylül ayında başlayan La Nina olayının Kasım sonuna kadar devam edeceğini ve bu dönemde Anadolu’da yağışların ortalamanın altında kalacağını açıkladı. Ancak 2026’da ciddi yağışlar bekliyorum. Yine de bu yeterli olmayacak. Tahtalı Barajı’nın doluluk oranının yüzde 20’ye çıkması iyi, yüzde 25’e ulaşması ise harika olur. Bu yüzden sıkı su politikası 2026’da da sürdürülmeli” dedi.

Ayrıca Çiğli’deki arıtma tesisinden çıkan gri suyun Menemen ve Gediz ovalarında kullanılması gerektiğini belirtti. “Çiğli’den her gün yaklaşık 500 bin metreküp su denize bırakılıyor. Bu su tarım için yeterince arıtılmıyor. Bu suyu değerlendirmek, kuyuların korunması için çok önemli” diye ekledi.

 

“İzmir, Su Fakiri Şehirler Arasında”

Türkiye’nin kişi başına düşen yıllık su potansiyelinin 1340 metreküp olduğunu söyleyen Prof. Yaşar, “Fakirlik sınırı 1000 metreküptür. İzmir ise yıllık 600 metreküp su ile bu sınırın çok altında ve fakirin de fakiri konumunda. Bu nedenle acilen belirttiğim önlemler uygulanmalı” diye konuştu. İzmir’in Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olduğunu da hatırlatan Yaşar, “Türkiye’nin kışlık sebze üretiminin yüzde 60-70’i İzmir’de yapılıyor” dedi.

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
ss