Tahtalı barajı alarm veriyor: İzmir tarihinin En kurak dönemini yaşıyor
İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı, tarihinin en düşük su seviyesine geriledi.

İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı, tarihinin en düşük su seviyesine geriledi. Barajdaki su oranı yüzde 1,65’e düşerken, bu rakam 2008’de yaşanan büyük kuraklık dönemindeki 1,90 seviyesinin de altına indi. Uzmanlara göre, kentte ekim ayında kaydedilen 81 kilogram yağışa rağmen barajda kayda değer bir artış yaşanmamasının nedeni, kurak geçen uzun dönemin ardından toprağın suya doymamış olması.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, mevsimin ilk yağışlarının büyük bölümünün kuru toprak ve bitkiler tarafından emildiğini belirtti. Yaşar, “Yağışların mevsim normallerinin iki katına çıkması halinde, Tahtalı Barajı’nda ilkbahar dönemine kadar doluluk oranı yüzde 20 seviyelerine ulaşabilir,” dedi.
“İzmir Türkiye’nin En Pahalı Suyunu Kullanıyor”
Yaşar, 2009–2019 yılları arasında barajın doluluk oranlarının yüksek olduğunu ancak son iki yılda ciddi bir düşüş yaşandığını hatırlatarak, “Geçen yıl neredeyse hiç yağmur yağmadı. Bu durum sadece İzmir’de değil, Batı Anadolu genelinde yaşandı. Ancak İzmir’in farkı, suyun büyük bölümünün yeraltı kaynaklarından sağlanması. 15–20 yıl önce 40–50 metreden çekilen su bugün 450 metrelere kadar indi,” ifadelerini kullandı.
Bu durumun enerji maliyetlerini artırdığını belirten Yaşar, “2035’ten sonra benzer bir kuraklık yaşanırsa, suyun 1000–1200 metre derinliklerden çekilmesi gerekebilir. Bu da İzmir’in zaten yüksek olan su maliyetlerini daha da artırır. Zaten İzmir’in Türkiye’de en pahalı suyu kullanmasının temel nedeni budur,” dedi.
Yaşar, kentin su sorununa çözüm olarak Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nden çıkan gri suyun tarımda değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı:
“Bu tesis günde 500 bin metreküp su üretiyor. Bu su, arıtılarak Menemen ve Gediz ovalarına yönlendirilirse, yeraltı suyu çekimi azalır ve akiferlerin yeniden dolması sağlanabilir. Bu da İzmir’in su kaynaklarını sürdürülebilir hale getirir.”
“Doluluk Yüzde 25’e Ulaşırsa Olağanüstü Başarı Sayılır”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ağustos ayından itibaren gece saatlerinde uyguladığı su kesintilerine de değinen Yaşar, bu kararın zorunlu olduğunu belirtti:
“Bir şehirde düzenli su kesintileri başlatılmışsa, bu orada su kaynaklarının tükendiği anlamına gelir. Ancak bu bir siyasi başarısızlık değildir; suyun siyaseti olmaz. Şu anda gece 23.00 ile sabah 05.00 arasında yapılan kesintilerle günlük yaklaşık 100 bin metreküp su tasarrufu sağlanıyor.”
Ekim ayında yağış miktarının neredeyse iki katına çıktığını ancak barajlardaki etkisinin hemen görülmeyeceğini belirten Yaşar, “Toprak suya aç. Önce toprak ve bitkiler suyu emer, ardından barajlara ulaşır. Bu nedenle aralık ortasına kadar büyük bir artış beklenmemeli. Aralık sonunda yüzde 3’lük bir artış olursa bu bile iyi bir gelişme sayılır,” dedi.
Barajların dolum döneminin nisan ortasında tamamlanacağını belirten Prof. Dr. Yaşar, “Nisan ayında yüzde 20 doluluk oranına ulaşabilirsek bu iyi bir tablo olur. Yüzde 25 seviyesine çıkarsak, bu olağanüstü bir başarı olur. Belediyenin mevcut su tasarrufu uygulamasını en az bir yıl daha sürdürmesi ve gece kesinti saatlerini bir miktar daha uzatması gerekiyor,” sözleriyle uyarıda bulundu.
